29 Haziran 2009 Pazartesi

''Savaş benim için dönüm noktası oldu''

AKSİYON
ADEM YAVUZ ARSLAN Sayı: 447/ Tarih : 30-06-2003


Sırp kökenli azılı bir çete lideri. Savaşa Hırvat saflarında başlayıp Boşnak saflarında devam eden, "Altın Zambak" nişanını alacak kadar başarılara imza atmış bir asker ve cephede bile gitarıyla olan ilişkisini koparmamış iyi bir müzisyen. İgor Rajnatoviç ya da yeni adıyla Hamza"nın hikayesi Saraybosna"nın efsanevi direnişinin binlerce hikayesinden biri.
Eğer bir şehir, üç semavi dini bünyesinde barındırıp farklı milletleri aynı çatı altında birleştirmişse ve bu şehir sırf bu özelliğinden dolayı tarihte eşi görülmemiş bir vandalizme maruz kalmışsa o şehirde yaşayan insanların da çok farklı ve ilginç hikayeleri vardır. Özellikle de 200 bin şehit verip bin 470 gün kuşatma altında kalmışsa... İşte o hikayelerin kahramanlarından biri. İgor Rajnatoviç ya da bilinen adıyla " Hamza". Hamza"nın üyesi bulunduğu Mcbeth adlı müzik grubunun şarkıları tüm cafelerde, eğlence yerlerinde ve radyolarda çalıyor. Ama Mcbeth"in popülerliği sadece yaptıkları müziğin kalitesinden kaynaklanmıyor. Çünkü sözkonusu grup Bosna"da yaşayan Sırp gençlerin kurduğu bir grup. Ama savaş sırasında yaşanan vahşete tahammül edemeyip bulundukları saflardan karşı tarafa, Boşnak saflarına geçmiş grup üyeleri. Grubun beş üyesi ise savaştan sonra değişik zamanlarda birbirinden bağımsız bir şekilde Müslüman olmuş. Grubun solisti ve gitaristi İgor"un, yeni adıyla Hamza"nın hikayesi ise en ilginç olanı."Savaş bizim için rahmet oldu" Hamza hayat hikayesini "bir garip yol" olarak tanımlıyor. Henüz çocuk denecek yaşta cezaevine düşen, suç dünyasıyla içli dışlı olan Hamza, o zamanki adıyla İgor, araba hırsızlığından uyuşturucuya kadar her türlü suç ile tanışmış. 15 yaşında cezaevine giren İgor buradan "azılı bir hırsız" olarak çıkar ve artık araba soymakla yetinmeyip iş yerleri soymaya, çeteler kurup sokaklara çıkmaya başlar. "Çete lideri olarak Saraybosna"da çok popülerdim, herkes beni bilir, benden çekinirdi" şeklinde anlatıyor o günleri. Ancak 19 yaşındayken savaşın başlaması üzerine askere alınır ve eski Yugoslav ordusunda, Ratko Miladiç komutasında cepheye alınır. Başarılı bir asker olur ve orduda "keskin nişancı" ödülü alır. Savaş döneminde de eski alışkanlıklarından vazgeçemez ve çetesini yönetmeye devam eder; "Savaş başlamıştı ve bizim grup üyelerinin tamamı askere alındı. Beraber çalıyor, beraber uyuşturucu kullanıyorduk. Aynı zamanda müzik çalışmalarımız da devam ediyordu. Cephede bile müzikle ilgileniyorduk. Ama bir yerde oturup düşünmeye başladık. Evin balkonunda çocuk bezleri var. O evde çocuk olduğu belliydi. Bizimkiler direkt balkonunda çocuk kıyafetleri olan eve ateş ediyordu. Bu vahşetti ve bir yerde "Biz neden savaşıyoruz? Bu nasıl bir savaş?" sorusunu sormaya başladık. Daha sonra da bir yolunu bulup cepheden ayrılıp Saraybosna"ya geri döndük." Ekim 1992"de Saraybosna"ya ilk büyük saldırılar başladığı zaman şehir merkezinde olan ve tam önüne bomba düşen Hamza, bombanın patlamaması sayesinde hayatta kalır. Bomba patlamaz ama Hamza"nın beyninde şimşekler çakmaya başlamıştır ve "Ben neden ölmedim? Benim kaderim kimin elinde? Kim nasıl karar veriyor?" soruları zihnini meşgul etmeye başlar. Bu arada da Boşnakların ünlü komutanlarından Kerim Luçareviç ile tanışır ve Boşnak saflarında Sırp ve Hırvatlara karşı savaşa katılır. Aslında kendisi de tezatın farkındadır: "Boşnak değilim, Müslüman hiç değilim ama onların safında kendi ırkdaşlarıma karşı savaşıyordum. Bosna"yı "vatanım" olarak görüyordum ve bu savaşmam için yeterli bir nedendi" diyen Hamza savaşın kendisiyle olan muhasebesinde önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyor. Keskin nişancı olması sebebiyle başarılar sergileyen ve kısa sürede tanınan Hamza, İgman Dağı"ndan şehre sızmaya çalışan Sırp birliklerinin önünü kesip operasyonlarını başarısız kılarak Boşnak Ordusu"nda önemli bir nişan olan "Altın Zambak"ı alır."Savaş olmasa eroinden ölürdüm"Savaş sırasında Boşnak saflarında çatışmalara katılsa da Hamza henüz "İgor"dur ve İslamı anlamaya çalışmaktadır. Sırp ve Hırvat saflarında iken yaşadıkları ile Boşnak safları arasında yaşadıklarını karşılaştırır. Yaşananların mantıklı bir açıklamasını bulamadığını söyleyen Hamza"ya göre dinler savaş nedeni olmamalıydı; "Tankın üzerinde oturan bir Sırp ya da Hırvat, namlusunu çocuklara doğrultup ateş edebiliyor ve bunu din için yaptığını söylüyordu. Bu nasıl olur? Bir din böyle bir gaddarlığı nasıl salık verir? İncil"i, Kur"an"ı okumaya başladım. Eğer cephedeyseniz ve her an ölüm riskiniz varsa bazı olayları daha iyi değerlendirebiliyordunuz. Cephede olmadığım zamanlarda Çarşı Camii"nin imamı Hafız Bugari ile konuşuyordum" diyen Hamza, savaşın Boşnaklar kadar Sırplar için de rahmet olduğunu düşünüyor. 1995 yılında Dayton Anlaşması"nın yürürlüğe girmesiyle birlikte Saraybosna"ya müzik çalışmalarına dönen Hamza, kısa bir süre sonra "Siyah Gözler" adında ilk albümünü çıkartır. Bu sürede İslamı araştırmaya devam etmektedir; "Bir yandan grupla müzik çalışmaları devam ediyor bir yandan da İslamı araştırmaya çalışıyordum. Aslında Sırplar Boşnaklara savaş açmakla büyük hata ettiler. Yoksa bizim gibi Boşnak gençleri de dinini unutmuş, uyuşturucu bağımlısı olmuştu. Eğer savaş olmamış olsa kimse dine dönmezdi. Ben bir köşede uyuşturucudan ölmüş olarak bulunurdum" diyor. İgor Rajnatoviç, henüz Hamza olmamışken 5 yıl içerisinde 4 albüm çalışması yapar ve uzun araştırmaları sonucunda 1998 yılında Müslüman olmaya karar verir. Çarşı Camii"nin imamı Hafız Bugari"nin önünde kelime-i şehadet getirerek Müslüman olur. Artık adı İgor değil Hamza"dır. Hafız Bugari önünde diz çöküp Müslüman olan tek grup üyesi yalnızca Hamza değildir. Grubun diğer 4 üyesi de farklı zamanlarda birbirinden habersiz Müslüman olmuştur. Başta kararlarını açıklamakta çekinmişler ancak Boşnak gençlerinin savaş süresinde kendilerine olan ilgilerinin Müslüman olduklarının duyulmasından sonra daha da arttığını söylüyor; "Benim dönüşümüm uzun sürmüştü. Zaten savaş süresince burada kalıp şehri savunmamız sebebiyle Boşnaklar"la aramızda sıcak bir ilişki olmuştu. Ailem de Müslüman olmama destek verdi çünkü önceki ben bir gün bir yerde ya vurulup öldürülecek ya da cezaevinde çürüyecektim."Hamza"nın ve ekip arkadaşlarının Müslüman olmasıyla Mcbeth grubunun şarkıları, klipleri ve müziği de değişmeye başlamış. Hayatının bundan sonrasının İslami çizgide olacağını söyleyen Hamza Rajnatoviç"in gelecekle ilgili en büyük endişesi yeni nesil Boşnakların yaşananları unutması. "Kardeşlik" adı altında gençlerin kendi kimliklerinin eritildiğini düşünen Hamza "Müziğimizle, şarkılarımızla gençlere örnek olmak zorundayım. Çünkü acı günler çok çabuk unutuldu ve sanki 200 bin şehit bu şehirde verilmedi" diyor.

ZLATAN (ABDUN) TURTKOVİÇ: ANNE TARAFIM BABA TARAFIMI ÖLDÜRÜYORDUZlatan Turtkoviç (Abdun). Annesi Ortodoks, babası Müslüman olan bir Sırp. Ancak anne ve babasının çok küçükken ölmesi nedeniyle kendisini "sadece Bosnalı" olarak tanımlıyor. Çocukluğunda ne İslam eğitim ne de Hıristiyan eğitimi almış. 1993 yılında savaşla birlikte psikolojik bunalıma girmiş ve hastaneye yatırılmış. Savaşı ve Müslüman olma sürecini "İnanılmaz günlerdi. Sokaklarda cesetler, katliamlar, geceler boyu süren bombalamalar vardı. Anne tarafımın insanları baba tarafımın insanlarını öldürüyordu. Sadece psikolojik sebeplerle İslamı araştırmaya başladım. Kur"an"ı okudukça, Müslüman arkadaşlarla bir arada oldukça psikolojim düzeldi ve aynı yılın sonunda Müslüman olmaya karar verdim. Sırp arkadaşlarım önce tepki gösterdi ama artık kabullendiler" şeklinde anlatıyor. Şimdi Moraçi Han"daki Müslüman Gençler adlı kuruluşta çalışan Abdun Turtkoviç, Sırp kökenli bir Müslüman olarak savaşı ve çok sayıda Sırp"ın Müslüman olma sürecini kitap haline getiriyor. Turtkoviç neden böyle bir kitap yazmak istediğini ise şu cümlelerle açıklıyor; "Savaş görünürde bitti. Ancak gerçekte kimse mevcut durumdan hoşnut değil ve mutlaka bir gün bu savaş kaldığı yerden devam edecektir. Bosna"da savaşlar bitmeyecektir. Yaşananların unutulmaması için yaşadıklarımı kaleme alıyorum" diyor.Adem Yavuz Arslan / SARAYBOSNA

Hiç yorum yok: