16 Haziran 2009 Salı

ABD'de11 Eylül Sonrası Gelişmeler


Amerikan halkının İslam'a olan ilgisi 2001 yılının son çeyreğinde doruğa tırmandı. Bunda kuşkusuz 11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik gerçekleştirilen saldırıların önemli bir etkisi vardır. Terörün ideolojik temelini araştırmak ve tespit etmek için başlatılan pek çok çalışma, insanların İslam dinini incelemelerini ve İslam'ın hoşgörü, adalet, merhamet ve sevgiyi emrettiğini, bir barış dini olduğunu öğrenmelerini sağladı. Böylelikle İslam, bir anda dünya gündeminin temel konularından biri haline geldi. Dünyanın önde gelen devlet adamları, siyaset bilimcileri, araştırmacılar ve düşünürler İslam'ı doğru tanımak gerektiği üzerinde durdu, İslam'daki uzlaşma ve hoşgörüyü vurgulayan demeçler verdi. Saldırının hemen ardından Kuran en çok satılan kitap haline geldi. Amerikan halkı İslam ve İslam tarihi hakkında en doğru bilgiyi edinebilmek için Müslüman organizasyonlara başvurdu. Bu başvuruların neticesinde, The Middle East Media Research Institute (Ortadoğu Medya Araştırma Enstitüsü)'den verilen bilgilere göre, 11 Eylül tarihinden sonra yalnız Amerika'da 34 bin kişi din değiştirip Müslüman oldu.
Harvard Tıp Fakültesi'nden Dr. Walid A. Fatihi ise Mısır'da yayınlanan Al-Ahram dergisinde yer alan bir makalesinde, saldırıyı ilk duyduğunda yıllardır Amerika'da İslam'ı tanıtmak için yaptıkları çalışmaların bu saldırıdan sonra 50 yıl geriye gideceğini düşündüğünü, ancak böyle bir düşünceye kapılmasının ne kadar yanlış olduğunu kısa süre içinde anladığını anlatıyor ve şöyle devam ediyordu:
15 Eylül günü, Boston Müslüman Topluluğu'nun daveti üzerine, Bostonlu senatörlere İslam'ı tanıtmak için özel olarak düzenlenen bir toplantıya katılmak için eşim ve çocuklarımla birlikte Boston'un en büyük kilisesine gittik. 1000 kişiden daha fazla insan vardı... Boston Belediye Başkanı toplantıya eşi ve çocuklarıyla beraber katılmıştı... Daha sonra ben Boston Müslümanlar Topluluğu adına bir konuşma yaptım. Konuşmanın sonunda Arapça ve İngilizce olarak Kuran'dan ayetler okudum. Çıkışta dinleyicilerden birisi yanıma geldi ve, 'Arapça bilmiyorum ama söylediklerinizin Allah'ın sözleri olduğundan eminim' dedi... Ertesi gün Boston Müslüman Topluluğu, Cambridge İslam Merkezi'nde halka açık bir toplantı düzenledi. 100 kişiden fazla gelen olacağını tahmin etmiyorduk, ama yanılmıştık. Toplantıya aralarında eğitmenlerin, din adamlarının, çevre kiliselerde vaaz veren rahiplerin da bulunduğu 1000'den fazla kişi geldi... Toplantıdan sonra soru yağmuruna tutulduk. Herkes İslam'ı ve İslami kuralları öğrenmek için can atıyordu... Aynı gün Harvard Üniversitesi öğrenci ve öğretim görevlilerinden oluşan 300 kişilik bir grup merkezimizi ziyaret etti. Aralarında Viyana ABD Büyükelçisi de vardı. Katılanlara İslam'ı, zaman zaman İslam'ın medyada nasıl yanlış tanıtıldığını anlattık ve Kuran'dan ayetler okuduk. Dinleyiciler çok etkilendiler ve pek çoğu bundan sonra Müslüman olmayanlar için organize ettiğimiz ve İslam'ı anlattığımız toplantılara düzenli olarak katılmak istediklerini söylediler... 21 Eylül günü Massachusetts Valisi'nin düzenlediği bir toplantıya katıldık, bu toplantıda Amerikan halkını bilgilendirmek ve ırkçı düşüncelerin önüne geçebilmek için okul müfredatlarına İslam'ı tanıtan dersler konulması görüşüldü. Bunlar sadece son günlerde Boston'da yaşanan gelişmelere dair bir iki örnek. 11 Eylül olaylarının ilk gününde düşündüğümüz gibi çalışmalarımız 50 yıl geriye gitmedi. Tam tersine 11 günde 11 yıldır katedemediğimiz mesafeyi katettik. Bugün bu satırları yazarken birkaç yıl içerisinde İslam'ın Amerika'ya ve tüm dünyaya yayılacağından, Allah'ın izni ile, yüzde yüz eminim, üstelik bu yayılış geçmişte olduğundan çok daha hızlı olacak. Çünkü bugün insanlar artık, 'İslam nedir?' diye soruyorlar.
Prof. Dianne Eck ise 11 Eylül olaylarından bir hafta sonra katıldığı bir televizyon programında, 11 Eylül'ün neleri değiştirdiğini şöyle aktarmaktaydı:
Pek çoğumuz bunu (olumlu değişimleri) henüz göremiyoruz. Bence bu olayın en önemli hediyelerinden birisi, eğer böyle adlandırmamızda bir yanlışlık yoksa, geçtiğimiz haftanın hiç ummadığımız bir şekilde dinler arasındaki diyaloğu anlamamızı sağlaması oldu. Örneğin Başkan Bush'u Massachusetts Avenue'da bir camide, bir grup Müslümanla birlikte, Amerikalı Müslümanlara hitap ederken görmek çok önemli bir gelişme idi. (Al-Ahram Al-Arabi, 20 Ekim 2001)

11 Eylül sonrasında İslam'a duyulan ilginin artması Amerikan basınının da dikkatini çekmiş ve pek çok gazete ve televizyon haberinde bu konu işlenmişti. Konuyu ele alanlardan birisi de The Los Angeles Times idi. 'Expressions of Support Surprising Muslims' (Destek İfadeleri Müslümanları Şaşırtıyor) başlığını taşıyan haberde, 11 Eylül'ün en umulmadık etkilerinden birisinin Amerikalıların İslam'ı araştırıp incelemeye başlamaları olduğu belirtiliyor ve hatta bu ilginin Müslümanları bile şaşırtacak kadar yoğun olduğu anlatılıyordu:
Pek çok Amerikalı, belki de hayatlarında ilk defa, dünyanın en eski medeniyetlerinden ve en büyük dinlerinden biri olan İslam'ı araştırıyor. Kitap evlerinin Kuran stokları tükendi. Üniversitelerde Ortadoğu ve İslam'ı ele alan derslerin kapasitesi tamamen doldu. Ortadoğu uzmanları sürekli televizyon programlarına davet ediliyorlar ve sokaklarda yıldız gibi karşılanıyorlar. Ve pek çok Ortadoğulu, Müslüman olsun ya da olmasın, komşular, mesai arkadaşları ve yabancılar tarafından sürekli soru yağmuruna tutuluyorlar. Güney Kaliforniya İslam Merkezi yöneticisi Mahmoud Abdel-Baset çok yoğun ilgi gördüklerini söylüyor. Saldırılardan beri Los Angeles'da bulunan Merkez, ziyaretçi akınına uğramış. Ziyaretçiler arasında, Vali Gray Davis, Los Angeles Bölge Şerifi Lee Baca ve Los Angeles Belediye Başkanı James K. Hahn da var. Ortadoğu üzerine uzmanlaşan Profesör Richard Hrair Dekmejian ise İslam hakkında bilgi edinmek için duyulan bu arzunun Amerikan halkının eksik dini bilgisinden ve 11 Eylül'ün oluşturduğu etkiden kaynaklandığını söylüyor.(The Los Angeles Times, 26 Eylül 2001)

Hiç yorum yok: