23 Haziran 2009 Salı

OBAMA'nın kod adı bir zamanlar Hristiyanlar'ın kanını dondururdu

Obama'nın CIA tarafından kullanılan kod adı "Renegade", yani dönek aslen İspanyolca bir kelime idi ve 16. Yüzyıl'da Hristiyanlık'tan Müslümanlığa geçenler için kullanılmıştı. Avrupalı Hristiyanlar ise Renegadorlardan nefret ederlerdi.
15.Yüzyıl'dan 18. Yüzyıl'a kadar onbinlerce Avrupalı Hristiyan Müslüman oldu. Avrupalı Hristiyanlar'a özel bir isim de takmışlardı: "Renegado." Dönek, dönme, hain manasına gelen bu tarihi İspanyolca kelime geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme geldi. Amerika Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA), güvenliğini sağladığı siyasiler için kod isim kullanıyor ve ajanların aralarında konuşurken kullanacakları bu kod isim ise korunacak olan siyasi tarafından bizzat belirleniyormuş. Amerika'nın yeni Başkanı Obama'nın kendisinin "Renegade" olarak isimlendirilmesini istemesi beni alıp, Hristiyanlar'ın Müslümanlaştığı asırlara götürdü.
MÜSLÜMAN OLMAK TÜRK OLMAK DEMEKTİ İstanbul'un Türkler tarafından fethi ve daha sonra 16. Yüzyıl'da Kanuni Sultan Süleyman döneminde Almanya içlerine kadar ilerlenmesi, Avrupa'da büyük bir korkuya sebep olduğu gibi "Yenilmez Türk imajını" da oluşturdu. Avrupalılar Osmanlı'nın kudreti yüzünden Müslümanlıkla Türklüğü özdeşleştirdiler. Müslüman olan Hristiyanlar "Türk oldu", "Türk"e dönme" diye nitelendirildiler. Renegadolar Peter Lamborn Wilson'un "Korsan Ütopyaları" isimli eserinde uzun uzun anlatılır. Bu dönemde özellikle birçok Hristiyan Müslüman olmakla kalmıyor, Kuzey Afrika'daki Türk korsanlara katılarak eski dindaşlarına karşı savaşıyorlardı. Bu durum ise Avrupalılar'ı iyice çıldırtıyor ve Renegadolar'ı cehennem zebanileri olarak görüyorlardı. Avrupalılar, bunları "Tanrılarına ihanet eden kişiler", "insanlığın yüz karaları", "açgözlüler" diye aşağılayarak çalışıyorlardı. Türkler ise yeni Müslümanlar'ı baştacı edip, en üst düzey görevlere kadar yükseltiyorlardı. Aynı dönemde zorla Hristiyanlaştırılan Müslümanlar'ın ise böyle bir şansları hiç olmamıştı.
BİZİ TÜRK KIZLARI MÜSLÜMANLAŞTIRDI Bir Hristiyan'ın Müslüman olmasını anlayamayan Avrupalılar, bu duruma kılıf aramışlardı. Kaptan Hamilton isimli birisi Hristiyanlar'ın güzel Türk kızları yüzünden Müslüman olduklarını, Türk kadınlarının aşkı uğruna Tanrılarına yüz çevirdiklerini anlatır. Müslüman olanları mazur görmek gerektiğini, Türk kızlarının "büyücülük" konusunda çok yetenekli olduklarını, ağlarına düşenin kurtulamadığını söyleyerek kendini rahatlatır. Redempionistler yani Müslümanlar'ın elindeki Hristiyan esirleri kurtarmak için 1197'de kurulan keşişler birliğinin tuttuğu kayıtlar binlerce İngiliz'in, İrlandalı'nın, İskoç'un, Macar'ın, Slav'ın, İspanyol'un, Danimarkalı'nın, İtalyan'ın, Hollandalı'nın, Flaman'ın, Portekizli'nin ve Polonyalı'nın Müslüman olduğunu gösterir. Örneğin, sadece Fas'ın Sale şehrinde 1609 ile 1619 yılları arasında 995 Alman, 300 İngiliz, 130 Hollandalı ve Flaman, 160 Danimarkalı, 250 Polonyalı, Macar ve Rus'un Müslüman olmuştu. Müslümanlığı kabul edip Yusuf Reis ismini alan İngiliz John Ward ile Murat Reis adını alan Hollandalı Jan Janszoon Avrupalılar'ın korkulu rüyası olmuşlar, Akdeniz'i Hristiyanlar'a dar ettikleri gibi Amerika kıyılarından İzlanda ve İngiltere'ye kadar her yeri yağmalamışlardı
SÜRYANi iDDiALARINA BELGELi CEVAPErmeniler'in bitip tükenmek bilmeyen iddialarını hepimiz biliyoruz. Ancak bir süredir aynı iddialar Süryaniler için de dillendiriliyor. Türkler yalnız Ermeniler'i değil Süryaniler'i de katletti şeklindeki boş iddialar yakında daha yüksek sesle dile getirilecek.Şüphesiz bu iddialar için yerli işbirlikçiler de bulacaklar. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra değişik sebeplerle ABD, Avustralya ve Batı Avrupa ülkelerine göç edip, kimliklerini korumak amacıyla örgütlenerek bir diaspora oluşturan Süryaniler için soykırım iddiaları, günümüzde Ermeni diasporasında olduğu gibi bir varlık ve kimlik sorunu hâline gelmiştir. Genç neslin çalışkan tarihçilerinden Bülent Özdemir, Türk Tarih Kurumu yayınları arasında çıkan "Süryanilerin Dünü Bugünü, I. Dünya Savaşı'nda Süryaniler" isimli eserinde Süryani tarihini inceliyor.
SÜRYANİLER KANDIRILIYOR Kitapta, Süryaniler'in tarih sahnesine çıkışları, Birinci Dünya Savaşı'nda Süryaniler, Birinci Dünya Savaşı'nda İtilâf devletleri saflarında Süryaniler, Birinci Dünya Savaşı ve soykırım iddiaları, savaş sonrasında Süryaniler ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti ve Süryaniler konuları Osmanlı, İngiliz, Amerikan ve Birleşmiş Milletler arşiv belgelerine dayanılarak inceleniyor. Süryaniler tarih boyunca farklı isimlerle karşımıza çıkar. Yüzyıllar boyunca Süryani toplumu din merkezli kimlik tanımlamaları ile bilinmesi ve kendi içinde farklı dinsel kimlikler oluşturmuşlardı (Nesturi, Yakubi, Keldani, Maruni gibi). Süryaniler, Türkler Anadolu'ya geldikten sonra Bizans'ın siyasi ve dini baskısından kurtuldular. Selçuklular'dan sonra Osmanlı hâkimiyetinde yaşamaya devam eden Süryaniler'in hayatı 19. Yüzyıl'da misyonerlerin ve Avrupalı diplomatların kışkırtmalarıyla değişti.
TRUVA ATI GİBİ GÖRÜLDÜLER Osmanlı yönetimine yabancılaştılar. Süryaniler, Ermeniler gibi Rusya başta olmak üzere Fransa ve İngiltere tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı "Truva Atı" olarak görülüp, kullanılmaya çalışıldılar. Birinci Dünya Savaşı başlar başlamaz Süryaniler, Rusya'nın yanında savaşa katıldılar. Savaşta taraf olarak yerlerini alan Nesturi-Süryaniler mücadelelerde kayıplar verdiler. Bülent Özdemir, bu eseriyle arşiv belgelerine dayanarak, bugün Ermeni diasporasının teşvik ve işbirliğiyle 1915 olayları sırasında, Osmanlı yönetimi tarafından Süryanilere karşı plânlı programlı bir etnik temizlik yapıldığı iddialarının ne kadar yanlış olduğunu bilimsel olarak ortaya koyuyor. Bülent Özdemir'i yıllarca süren bir emek sonucunda böyle bir kitabı bize kazandırdığı için teşekkür ediyoruz.
Erhan AFYONCU

Hiç yorum yok: