13 Eylül 2010 Pazartesi

Müslüman oluşu Almanya'yı sarstı

Çarşamba 01.09.2010 - 03:48

Zeynep Serdar / TİMETURK

Batı'da İslam karşıtı (İslamofobik) söylemler her geçen artıyor. Fakat buna rağmen İslam'a ilgi duyanların sayısı da çoğalıyor. Avrupa'lı kadınlardan biri olan Alman sunucu Kristiane Backer İslam'ın etkilediği şahsiyetlerdir.

önceki akşam El-Cezire televizyonunda yayımlanan “Sınır Yok” adlı programın yaptığı ropörtajda 1995 yılında Müslüman olan Kristiane: “Müslümanlığı seçtikten sonra MTV müzik kanalındaki programımın bitirilmesine, daha sonra kanaldan kovulmama ve Alman medyasında karşılaştığım saldırılara rağmen asla pişmanlık duymadım. İmanım o zor vakitleri atlatmama yardımcı oldu, para ve şöhret kaybı hiç önemli değil” diyerek seçiminden memnun olduğunu vurguladı.

İslam’la ilk tanışmasının İslami sanatlar ve mimari ile olduğunu açıklayan Christina ilerleyen süreçte İslam’ın insani boyutunu sonra fikri boyutunu tanıdığını şöyle ifade etti: “İslam’ın berraklığı beni cezbetti, insanın yaptıklarından sorumlu olması…Daha sonra bana İslam’ı anlatacak Müslümanlarla tanıştım.”

MTV’teki deneyiminin manevi eksikliğini doldurmadığını, İslam’ı tanıdıktan sonra hayatında yeni bir dönem başladığını şu sözleriyle anlatıyor: “Aşkı aramaya başladım, İslam’ı tanıdıktan sonra bende eksik olanın Allah sevgisi olduğunu fark ettim. Aradığımı bulunca da dini vecibelerini yerine getiren Avrupalı bir müslüman oldum.”

MTV müzik kanalının, Avrupa’yı kasıp kavuran ünlü sunucusu Kristiane, İslam’ı seçtikten sonra kişiliğinde ne gibi değişiklikler olduğu ve ailesinin bu konudaki tepkisi ile alakalı soruyu şöyle cevapladı:

“Eskisi kadar egoist bir insan değilim artık, daha faydalı işler yapıyorum, yardım kampanyaları vs, ailem ile daha çok ilgileniyorum.”



İslam’ı seçmesi üzerine Alman basınından aşırı tepkiler aldığını, arkadaşlarının ve ailesinin bir süre kendinden uzaklaştığını fakat anne babasının daha sonra durumu kabullendiğini şu sözleriyle anlattı: “İslam’ı seçmem hususunda ailemle uzun bir süre tartıştım fakat şu anda bu halimden gayet memnunlar.İslam’ın beni Allah’a daha yakınlaştırdığına kani oldular.Müslüman olmam en çok onların işine yaradı.Artık tüm önceliğim ailem.”

Bir müslüman ile yaptığı evliliğin yürümemesinin imanını etkilemeyişini “İslam benim en değerli hazinem, güç kaynağım” diyerek dile getirdi.

BATIYI GERÇEK MÜSLÜMANLARLA TANIŞTIRMALIYIZ

Batı’da İslam karşıtı (İslamofobik) söylemlerin artışına, İslam’ın esaslarına daha sıkı sarılmak, hakiki müslüman portresi çizmek ve Batı’nın İslam hakkındaki cehaletini gidermek suretiyle karşı konulabileceğini söyledi.

Bu konuda kendisinin ne gibi çalışmalar yaptığının sorulması üzerine, insanlara İslam’ı anlatmak, Batı’nın İslam hakkındaki yanlış tasavvurlarını düzeltmek için dinler arası diyalog gruplarında çalıştığını, Fransa’da peçe, İsviçre’de minare yasağının tehlikelerini açıklamak gibi daha yapacak çok şey olduğunu anlattı.



Son olarak, O’nu, hayatı konserlerde ve partilerde geçen meşhur bir kişilikten Hacc vazifesini yerine getirmiş ve dinine bağlı bir müslüman olmaya iten, hayatında köklü bir değişim yaratan bu seçimini anlattığı “MTV’den Mekke’ye” adlı kitabını İslam ülkelerindeki bir çok yayınevinin basmayı kabul etmesinin mutluluğunu yaşadığını söyledi.

İYİ ZAMANLAMA

Kristiane'ın bazı açıklamaları dinlerini unutan müslümanların yüzünü kızartsa da, Batı’da İslamofobinin arttığı şu dönemlere rastlaması iyi oldu. Batı’da yeni müslüman olanlar İslam’ı hakkıyla temsil ediyor ve yayılması için çaba sarf ediyorlar. Almanya’da İslam’ı seçenlerin büyük çoğunluğu davet alanında çalışıyor. Bu da İslam’ın yayılmasındaki en önemli etkenlerden biri. Öyle ki mescid müdavimlerinin kiliseye arada bir uğrayanlardan daha fazla olması, bazı Almanlarda, gençler ve kadınlar arasında gittikçe artan İslam’ın gölgesi altında bir devlet Hıristiyanlığı korkusunu doğuruyor.

Kristiane'ın İslamiyeti seçmesinin önemini artıran bir başka konu ise; Almanya’nın müslüman azınlığın en fazla olduğu Avrupa ülkesi olması. Yapılan bazı sayımlar 4-5 milyon müslüman olduğunu gösteriyor.

Dikkat çeken diğer bir nokta ise Müslüman olan Almanların çoğunun severek isteyerek yada müslüman biriyle evlendikten sonra müslüman olmaları, mescitlerdeki çalışmalara düzenli olarak katılmaları ve Almanca dini aktiviteler yapmaları.

“Der Spiegel” dergisi Almanların ve özellikle kadınların İslam’a bu denli ilgi göstermelerinin sebeblerini araştırdı. Almanya’daki İslami bir kurulun yayımlamış olduğu araştırma baz alınarak yapılan çalışma, 11 Eylül olaylarının,batı medyasının İslam karşıtı söylemlerinin, karikatür rezaletinin ve Papa 16. Benedict’in İslam hakkındaki insafsız açıklamalarının Avrupa’da İslam’ın yayılmasını engelleyemediğini, bilakis Almanya’da en çok kabul gören din olduğunu gösterdi. Yine bu araştırmaya göre, yeni Müslüman olanların çoğunu farklı ictimai tabakalardan insanlar, Müslümanlarla evlenip daha sonra hiçbir baskı altında olmadan kendi hür iradeleri ile İslam’ı seçen kadınlar oluşturuyor.

Öyle görünüyor ki, Almanya’da müslüman azınlık arasındaki kardeşlik bağları, bir çoklarını İslam’a çekiyor.Christina da bu konuya dikkat çekmiş, İslam karşıtı kampanyalara göğüs gerebilmek için dini değerlerimize sıkı sıkı sarılmamız gerektiğinin altını çizmişti.

Hiç yorum yok: