6 Ekim 2009 Salı


Rebecca Köktürk;

23 yaşında, üniversite öğrencisi, evli ve bir çocuk annesi. 4 yıl önce Müslüman oldu. Eşi Türk ve eğitim alanında çalışıyor. Kopenhag’ta oturuyorlar. Danimarkalı bir Müslüman olarak, yaşananlar konusundaki duygu ve düşüncelerini merak ediyoruz: “Tabii ki ilk duyduğumda çok üzüldüm, bir Müslüman olarak incindim. Müslümanların en fazla değer verdiği, hayatını örnek almaya çalıştığı Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (sas) böyle tasvir etmeleri bir Danimarkalı olarak beni de üzdü. Merak edip bakmadım da. Maalesef O (sas) ve İslam buralarda çok az ve yanlış biliniyor. Bir de kasıtlı yaklaşımlar işin içine girince!” Rebecca Hanım, “Hz. Muhammed’in (sas) resimlerle tasvirinin yapılmaması gerektiğini bilmeli böyle bir şey yapmamalıydılar. ‘Kutsallara saygı’ açısından bu çok yanlış oldu.” diyor ve ekliyor: “Çoğu Danimarkalı da işin aslını öğrendiğinde yapanları kınadı; ama basında pek yer bulamadı.” Rebecca Köktürk, kendi insanlarının Efendimiz (sas) ve İslamiyet konusundaki derin bilgisizliğine üzülüyor: “Keşke O’nu (sas) tanısalardı... O’nun insanlığını, şefkatini, ahlakını bir bilselerdi, kesinlikle böyle bir şey yapmazlardı. Dediğim gibi O (sas) burada çok yanlış biliniyor maalesef. Bu yüzden de O’nu (sas) her yerde tanıtmaya ihtiyacımız var!” Rebecca Hanım, ‘Efendimiz’i tanımasına vesile olan Türk bayan arkadaşını minnetle anıyor. Çünkü “Sonsuz Nur” adlı eserin İngilizcesini okumuş: “O kitabı bitirdikten sonra Müslüman olmaya karar verdim, müthiş bir kitaptı. Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Şimdi düşünüyorum da; model bir insan olan Hz. Muhammed’in (sas) hayatından alacağımız güzel ahlakı insanlara göstersek, herkes; ‘Evet bu gerçekten muhteşem bir insan’ diyecektir. Dolayısıyla da, asıl model olan Hz. Muhammed’e (sas) yöneleceklerdir. Buradaki Türkler, “Sonsuz Nur”u Danimarka diline çevirip yakınlarda kitapçılara dağıttılar. Kitaba olan çok ilgi var.”


Hz. Meryem ve İsa’yı Kur’an’la tanıdım


Rebecca Hanım’ın Müslüman olmasıyla Hz. İsa (as) ve Hz. Meryem (ra) ile ilgili anlayışında meydana gelen değişikliği merak ediyoruz ve ilginç bir cevap alıyoruz: “Samimiyetle şunu söylemek isterim ki, Hz. İsa ve Hz. Meryem’i de Müslüman olduktan sonra daha çok tanıdım diyebilirim. Bizim kuzey ülkelerinde insanlar pek dindar sayılmazlar. Din, bazı özel günlerde kültürel etkinliklerle yaşanan bir hadise gibi. Bu yüzdendir ki Hz. İsa ve Hz. Meryem hakkındaki bilgiler de hep yüzeysel kalıyor. İşin açıkçası; onların İslam’da teferruatıyla anlatıldığını görünce ilk başta çok şaşırdım. Şimdi bakıyorum da; Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in İslam’daki duruşları ne kadar yerli yerinde, ne kadar güzel ve huzur verici!”


Hiç yorum yok: