14 Mart 2009 Cumartesi

Nazi subayının müthiş sırrı

Yahudilere karşı cinayetler işlemesi sebebiyle elli yıldır Alman istihbaratı ve İsrail gizli servisi tarafından aranan Alman Nazi subayı doktor Aribert Ferdinand Heim, 30 sene Mısır'ın başşehri Kahire'de gizlendi.

The New York Times gazetesinin yayınladığı habere göre 1914 yılında dünyaya gelen doktor Aribert Ferdinand Heim, Hitlerin Waffen SS grubunun ileri gelenlerinden biriydi ve çalıştığı Sachsenhausen ve Mauthausen tutuklama kamplarında Yahudi tutukluları sağlıklı olmalarına rağmen, anestezi de yapmadan ameliyat ederek organlarını çıkarıp öldürmüştü.

2. Dünya Savaşı'nın bitmesinin ardından Almanya'dan kaçan Heim, Kahireye geldikten sonra Kasr El Medine diye küçük bir otelde kaldı. Mısır'daki Müslüman halkıyla yaklaşan Heim, 1978 yılında İslamiyet'e girerek Tarık Hüseyin Ferid ismini aldı.

Kasr El Medine otelinin eski yöneticisi Şerif Mahmud, "Babam Kasr El Medine otelini yönetiyordu ve otelin çatısında bir odası vardı. Tarık Hüseyin de otelin son katında oturuyordu. Yani babam, Tarık'ın komşusuydu. Bu komşuluk ilişkisi zamanla gelişip dostluk haline geldi. Tarık arada sırada bizm evimize gelip bizimle yemek yiyordu. Çok iyi adam olduğu için hepimiz gerçekten onu çok sevdik, hatta onu ailemizden sayıyorduk. Küçük kardeşlerime dersler okutuyordu, onları okula o götürüyordu" şeklinde konuştu.

Heim'in 1965 yılında Kahire'ye geldiğini ve omurgasındaki rahatsızlıktan dolayı doktorların ona Mısır'da kalmasını tevsiye ettiğini ifade eden Mahmud, Heim'i anlatmaya şu sözlerle devam etti:

"Bununla ilgili bazı tıbbi raporlar gördüm. Tarık, 1978 yılında İslamiyet'e girdi. Müslüman olarak da görevlerini yapıyordu. El Ezher Camii'ne gidip namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat veriyordu. Otelin odacılarına bol bol sadaka veriyordu.

Bu yüzden onu çok seviyorlardı. Karısı ve oğlu Roy, her 2-3 yılda bir onu ziyaret etmeye geliyorlardı. Belçika'dan ona para geliyordu. Onu bu paranın nerde geldiğini sorduğumda Belçika'da inşaat şirketlerinin olduğunu söyledi. Hiç arkadaşları yoktu.

Sadece bizimle görüşüyordu. Ancak bir avukatı da vardı. Fotoğraf çekmeyi çok seviyordu. Vefat ettiği gün oğlu Roy, Kahire'ye tesadüfen geldi. Babasının İslami geleneklere göre defnedilmesini kabul etmedi ve polisle büyükelçiliği aradı.

Polis geldi ve Tarık'ın naaşını, bir karar verinceye kadar morga yerleştirdi. Sonra da naaşın Sadaka Mezarlıkları'na gömülmesine karar verildi."

Mahmud, Heim hakkındaki suçlamalara da inanmadıklarını ifade etti ve "Tarık gerçekten çok iyi bir insandı. Ondan hiç kimseye zarar gelmez" diye konuştu.

habervakti.com'dan alınmıştır.

Hiç yorum yok: